31 Mayıs 2010 Pazartesi

Şiir dinletisi



Sayın Rize Kontrol Şube Müdürümüz Çetin MAHMUT OĞLU'NUN sesinden kendi şiirini dinlemek isterseniz aşağıdaki adresten indirebilirsiniz.
düşüncelerinizi paylaşmak isterseniz şaire 0(542) 544 05 23 telefondan ulaşabilirsiniz....

28 Mayıs 2010 Cuma

Şehit Öğretmen Neşe Alten Ana okulu yıl sonu mezuniyet şenliklerinde Oğlu Enes ve arkaşları çok muhteşem bir gösteri sundular.. gerçekten yaşlarından beklenmeyecek derecede başarılı bir sunumdu. anne ve babalar olarak kendilerini gönülden kutluyoruz...

bu eşsiz görüntüleri izleyin...

22 Mayıs 2010 Cumartesi

Tekirdağ'da 21 Mayıs Süt Günü Kutlandı


Törene, Vali Yardımcımız Erdoğan Özdemir
Belediye Başkan Yardımcısı Ali Kılıç
Tarım İl Müdürü Haydar Soykan,
Kontrol Şube Müdürü Cevdet SOYAK
Ziraat Odası Başkanı Şerif Baykut
Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Şaban Aytaç
Tahıl Üreticileri Birliği Başkanı Hasan Engin
Süt Üreticileri Birliği Başkanı İmdat Saygı da katıldı.

Ziraat Yüksek Mühendisi Arzu SOYAK; 50. Yıl İlköğretim Okulu bahçesinde öğrenci ve katılımcılardan oluşan 1500 dinleyiciye hitaben yaptığı konuşmada, 21 Mayısın bütün dünya ülkelerinde Süt Günü olarak kutlandığını söyledi.

SOYAK konuşmasını şöyle sürdürdü, sevgili öğrenciler süt “Doğanın insanlara armağanı olan mükemmel bir besin maddesidir. Dünyaya yeni geldiğinizde ilk tanıştığınız sütten yaşamınızın ilerleyen dönemlerinde de kendinizi mahrum bırakmayın.

Evet, sevgili çocuklar Yüce Önderimiz ATATÜRK’ÜN “Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur” sözünden hareketle Süt için, süt içirin! Sağlıklı olun, sağlıkla kalın. Dedi.

Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Şaban Aytaç yaptığı konuşmada bana bir söz verin bugün süt içmeyen kimse kalmasın, süt için dersi geçin dedi.

Yarışmada dereceye giren öğrencilerden birinin; “Hayatımıza sütle başlayıp sütle bitirelim” demesi ve bir diğer öğrencinin ise “süt içince kendimi kahraman gibi hissediyorum” demesi dikkat çekiciydi.

Konuşmaların ardından, süt günü ile ilgili düzenlenen resim, şiir ve kompozisyon yarışmalarında dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi.

Daha sonra, öğrencilere süt ve kek dağıtıldı….

19 Mayıs 2010 Çarşamba

Sevgili öğrenciler,

             Bugün tüm Dünyada 21 Mayıs Dünya Süt Günü olarak kutlanmaktadır. Birleşmiş Milletler Teşkilatı Uluslararası Sütçülük Federasyonu 1956 yılında almış olduğu karar doğrultusunda 21 Mayıs gününün bütün üye ülkelerde Dünya süt Günü olarak kutlanmasını kararlaştırmıştır. Ülkemizde de 1991 yılından itibaren 21 Mayısın Dünya Süt Günü olarak kutlanmasına karar verilmiştir.


Bu kutlamanın amacı, her yaş grubundaki bireylere süt içme alışkanlığını kazandırmak, sağlıklı nesiller yetiştirilmesine yardımcı olmak, süt ve (peynir, tereyağı, yoğurt, ayran ve dondurma gibi) süt ürünleri tüketimini arttırmak suretiyle, yurtiçi talebi canlandırmaktır. Çünkü bir ülkenin ekonomik ve sosyal yönden gelişebilmesi, toplumun kalkınması, fiziksel ve zihinsel niteliklere sahip sizin gibi süt içen sağlıklı nesillerin varlığı ile mümkündür.

Süt, canlının yaşayabilmesi, gelişebilmesi ve verimli olabilmesi için gerekli besin öğelerini bileşiminde yeterli ve dengeli bir şekilde içeren kusursuz bir gıda maddesidir.

Birçok gıda maddesi canlının ihtiyaç duyduğu besin elementlerinin sadece bir bölümünü karşılar. Örneğin ya karbonhidrat, ya da protein yönünden zengindir. Yani tek yönlü bir gıdadır. Oysa süt bütün besin maddelerini, ayrıca vitaminleri, enzimleri ve daha birçok maddeleri hem yeterli miktarda, hem de dengeli bir oranda bulunduran tek gıda maddesidir. Sütün yapısında bulunan bu besin öğelerinden pek çoğu (laktoz, kazein gibi ) doğada sütten başka bir gıdada bulunmazlar.

1 litre sütte ortalama 36 gram süt yağı, 38 gram protein, 52 gram karbonhidrat, 7 gram mineral maddeler ile suda ve yağda çözünen vitaminler bulunur.

Başta gelişme çağındaki çocuklar olmak üzere, herkesin vücudu için gerekli olan süt, vazgeçilmez tek besin kaynağı olma özelliğine sahiptir.

Süt, yapısındaki kalsiyum ve fosfor ile kemiklerin ve dişlerin gelişmesini sağlar. Bünyesindeki şeker ise beyin ve sinir sisteminin daha iyi çalışmasını sağlar. Ayrıca; bağırsak kanserini önleyici etkisi, kalp ritmini ve kan basıncını aşağı çekerek yüksek tansiyon riskini azaltması, vücuttaki kolesterol düzeyini düşürerek kilo kontrolü sağlaması, yaraların çabuk kapanmasına yardımcı olması dolayısıyla yaşamımızda vazgeçilmez bir besin maddesidir.

Süt karbonhidratı laktoz, süt enerjisinin kaynağıdır. Laktoz, beyin ve sinir hücrelerinin oluşumunda, bağırsak hareketlerini düzenlemede yardımcıdır. Uygun ortam (pH) sağlayarak faydalı bağırsak bakterilerini geliştirir. Süt içme alışkanlığı olmayanlarda hafif mide bulantısı, karında gaz, midede ekşime ve hafif ishal görülebilir. Bu bulgular süt içmeye devam ettikçe geçer.

Süt yağı, önemli bir besin ve enerji kaynağıdır. Kısaca A D E K olarak bildiğimiz yağda eriyen vitaminlerin emilimini sağlar. Özel durumlarda ve yetişkinlik çağında yarım yağlı ya da yağsız süt de tüketilebilir. Süt yağında bulunan yağ asitleri, özellikle çocukların sinir sistemi ve zekâ gelişimini olumlu yönde etkiler.

Süt, kalsiyum, fosfor, iyot, sodyum, magnezyum gibi mineraller yönünden zengindir ve hiç bir besinde olmadığı kadar fazla ve kullanılabilirliği yüksek kalsiyum mineralini içerir. Kalsiyum, fosfor ve magnezyum kemik dokusunun temel bileşenidir. Çocukluktan yirmi- yirmi beş yaşına kadar dengeli beslenme ile kemik mineral dokusu artar. Yaşlılıkta ise hareketsizlik ve hormonal dengenin değişimine bağlı olarak kemik mineral dokusu azalır. Kalsiyum, fosfor ve protein içeriği zengin olan süt, çocukluk ve gençlikte kemik dokusunun gelişimini sağlar, yaşlılıkta ise kaybı azaltır. Süt proteini, kalsiyum emilimini arttırdığı gibi, kemik dokusu hücrelerinin oluşumunu sağlar. Süt karbonhidratı olan laktoz da ince bağırsaklardan kalsiyum emilimini arttıran önemli bir faktördür.

Süt, büyüme ve gelişmeyi, besin öğelerinin vücutta elverişli kullanılmasını, sinir sisteminin fonksiyonlarının yerine getirilmesini, vücut direncinin gelişmesini ve kan yapımında fonksiyonu olan çok sayıda vitaminleri içerir.
Bu gibi nedenlerden dolayı büyüme ve gelişme çağında olan çocukların, gençlerin, anne adaylarının, yaşlıların, süt ve süt ürünlerini dengeli biçimde tüketmeleri gerekmektedir.

Ülkemizde bebeklik çağında vazgeçilmez bir gıda olarak tüketilen süt, yıllar geçtikçe yerini başka besinlere bırakmakta ve ne yazık ki gerektiği kadar tüketilmemektedir, bu da ilerleyen yaşlarda kemik erimesi başta olmak üzere birçok hastalığa davetiye çıkartmaktadır. Bu nedenle günde en az bir bardak süt içmelisiniz. Kahvaltıda peynir, tereyağ; ara öğünlerde ise gazlı içecekler yerine ayran içmeli, yoğurt ve dondurma yemelisiniz.

Çiğ sütün içme sütü olarak tüketilebilmesi için; bileşim açısından fazla bir değişikliğe uğramadan insan sağlığı açısından güvenli bir gıda haline getirilmesi gerekir. Bunu sağlamanın yolu ise sütün doğru işlenmesinden geçer. Bu şekilde Pastörize sütler ve UHT sütler elde edilmektedir.

Pastörize sütler, kaynama derecesinin altında belli bir sıcaklıkta (minimum 63 derecede) ısıtılıp, bu sıcaklıkta kısa bir süre tutulup geri soğutulması ile sütün doğal niteliklerinde değişiklikler oluşturmadan hastalık yapıcı etkenlerden tamamen, diğer zararlı etkenlerden de çoğunlukla arındırılarak elde edilmiş sütlerdir. Pastörize sütler cam şişe veya plastik torbalarda ambalajlanarak satışa sunulmaktadırlar ve soğukta muhafaza edilmek kaydıyla dayanma süreleri iki gündür.

Tüketiciler tarafından sterilize, kutu ve UHT olarak tanımlanan uzun ömürlü sütler ise özel teknolojik işlemler ile 135-150 derecede 2-4 saniye tutularak içlerinde sütün bozulmasına yol açan ve hastalık yapan etkenlerin tümü yok edilmiş bir süttür. Aseptik koşullarda doldurulan karton kutularda piyasaya arz edilen uzun ömürlü sütler, soğuk zincire gerek kalmadan dört aya kadar dayanabilmekte ve kesinlikle katkı maddesi içermemektedirler.

Sokak sütü ise gelişmiş ülkelerde olmayan, ancak ülkemizde yaygın olan bir tüketim şeklidir. Tüketicinin önemli bir kısmı sokak sütünü saf, taze ve doğal olduğu yanılgısıyla tercih etmektedir. Oysa sokak sütleri denetimden uzaktır ve dayanma sürelerinin artırılması için içine karbonat, soda gibi birçok zararlı madde katılabilmekte, yağı alınarak yerine su eklenmek suretiyle hile yapılabilmektedir. Yine bu sütlerin denetimi olmadığından yapısında antibiyotik ve antiparaziter ilaç gibi veteriner ilaç kalıntıları olabilir ve her türlü mikroorganizmayı içerebilmektedir. Brusella, tüberküloz (verem), tifo, paratifo, şarbon, sarılık gibi hastalık etkenleri sokak sütünden insana geçebilen hastalıklardır.

Süt, yapısı gereği mikroorganizmalar için uygun bir ortam olduğundan çok kısa süre içersinde bozulabilmekte ve sağlığımız için tehlikeli olabilmektedir. Çiğ sokak sütlerinde soğuk zincir korunamadığından tüketiciye ulaşıncaya kadar geçen taşıma sürecinde toplam bakteri yükü artmakta, bunun sonucunda ısı ile yok edilemeyen toksinler oluşabilmektedir.

Kaynatarak sütün içindeki mikroorganizmaların yok edildiği düşünülse de bazı mikroorganizmaların ancak üremesi durdurulabilir. Sütün mikrobiyolojik açıdan sorunsuz hale getirilebilmesi, süt kaynamaya başladıktan sonra en az 10-15 dakika bu işleme devam etmekle mümkün olabilmektedir. Bu şekildeki kaynatma ise sütün besin değerini düşürür, süt vitaminlerinde % 60–100 oranlarında kayba neden olur.

Süte, hayvandan sağılıp tüketiciye ulaşıncaya kadar çevresinden, havadan, sudan, yemden, gübreden, haşerelerden, kaplardan ve insanlardan birçok yabancı maddeler bulaşabilmektedir.

Sevgili çocuklar, bu gibi sebeplerden dolayı açıkta satılan sokak sütünden uzak durmalıyız. Ambalajlı pastörize sütler veya UHT sütleri tercih etmeliyiz. İşlenmiş içme sütü satın alırken de etiketlerinde Tarım ve Köyişleri Bakanlığından üretim izni olup olmadığına ve son kullanma tarihinin geçmemiş olmasına dikkat etmeliyiz.

Sadece süt alırken değil bütün gıda maddelerini satın alırken Tarım ve Köyişleri Bakanlığının üretim izni olup olmadığına, son kullanma tarihinin geçip geçmediğine, ambalajının uygun olup olmadığına bakılmalıyız.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı En İyi Denetçi Tüketicinin Kendisidir sloganıyla 14 Şubat 2009 tarihinde Alo 174 Gıda Hattını hayata geçirmiştir.Lütfen Sizlerde bilinçli birer tüketici olarak; Alışverişlerinizde Üretim izinsiz, son kullanma tarihi geçmiş ürün satan ayrıca temiz ve hijyenik olmayan yerler gördüğünüzde ihbar ve şikayetlerinizi 174 Alo Gıda Hattına yapabilirsiniz.

Merkezi Ankara’da bulunan Alo Gıda çağrı merkezine yapılan başvurular ilgili Tarım İl müdürlüklerine yönlendirilmektedir. Tarım İl Müdürlüğü gıda denetim ekipleri tarafından 15 gün içinde denetimler yapılmakta ve denetim sonucu sisteme girilerek şikayetçi bilgilendirilmektedir.

Sonuç itibariyle sevgili öğrenciler süt “Doğanın insanlara armağanı olan mükemmel bir besin maddesidir. Dünyaya yeni geldiğinizde ilk tanıştığınız sütten yaşamınızın ilerleyen dönemlerinde de kendinizi mahrum bırakmayın.

Evet, sevgili çocuklar Yüce Önderimiz ATATÜRK’ÜN “Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur” sözünden hareketle Süt için, süt içirin! Sağlıklı olun, sağlıkla kalın.

Arzu SOYAK
Ziraat Yüksek Mühendisi
Tekirdağ Kontrol Şube Müdürlüğü

14 Mayıs 2010 Cuma

21 MAYIS DÜNYA SÜT GÜNÜ

Birleşmiş milletler teşkilatı, uluslararası sütçülük federasyonu 21 mayısı dünya süt günü olarak kutlamaktadır. İlimizde bu yıl kutlamalar Tekirdağ merkezde 50. yıl ilköğretim okulunda saat 10.00 yapılacaktır. Öğrencilere süt ve kek ikram edilmesi düşünülmektedir.

Sağlıklı ve mutlu yaşam bir bakıma yeterli ve dengeli beslenmeye bağlıdır. Sokak sütlerinden uzak durmalı izinli tesislerde üretilmiş güvenilir sütler tüketilmelidir. Kendi ürettiğimiz sütler besin ve vitamin yapısına zarar vermeden kaynatılarak tüketilmelidir. unutmayınız sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.....!

Araştırmalar kahvaltı eden kişilerin etmeyenler göre aha başarılı olduğunu ortaya koymuştur. Bu nedenle Özellikle çocuklarımızın kahvaltıda ve yatmadan önce süt içmesi onların kemiklerinin, dişlerinin ve zihinlerinin gelişimi açısından çok önemlidir. bu değerli besin maddesi hakkında kısaca bilgi verelim;

Süt Nedir?
Süt, memeli canlıların doğumdan hemen sonra meme bezlerinden salgılanan, kendine özgü tat, koku ve kıvamı olan, temel besin öğelerini yeterli ve dengeli bir şekilde bileşiminde bulunduran, beyazımsı renkte sıvı gıda maddesidir.

Sütün Yapısı
Sütün yapısında yer alan maddeleri süt şekeri (laktoz), süt yağı, süt proteinleri, mineral maddeler ve vitaminler olmak üzere beş ana başlık altında toplamak mümkündür. Sütün yapısında bulunan bu besin öğelerinden pek çoğu (laktoz, kazein vb.) doğada sütten başka bir gıdada bulunmazlar.
1 litre sütte ortalama 36 gram süt yağı, 38 gram protein, 52 gram karbonhidrat, 7 gram mineral maddeler ile suda ve yağda çözünen vitaminler bulunur.

1.Süt Şekeri (Laktoz)
-Doğada yüksek oranda sadece sütte bulunan ve süt şekeri olarak bilinen laktoz, önemli enerji kaynağıdır.
-Sütteki laktozun yapısında yer alan galaktoz, beyin ve sinir dokularının oluşumunda çok önemli rol oynayan temel bir öğedir.
-Laktoz vücudun kalsiyum ve fosfordan daha iyi yararlanmasını sağlar. Bu nedenle kemik ve diş oluşumunda, bebeklerin beslenmesinde çok önemli bir role sahiptir.

2.Süt Yağı
-Süt yağı, sütün içindeki diğer bir enerji kaynağıdır.
-Süt yağı, laktozun en iyi şekilde kullanımını ve vücudumuz için gerekli olan A, D, E, K vitaminlerinin taşınmasını sağlar.
-Süt yağındaki fosfolipitler, beyin ve sinir hücrelerinin hayati önem taşıyan kısımlarını oluşturur.
-Süt, vücut için alınması zorunlu yağ asitleri (esansiyel yağ asitleri) açısından dengeli bir gıdadır.
-Süt, bileşiminde doymuş ve doymamış yağ asitlerini bulundurmasından dolayı, hem teknolojik yönden hem de beslenme açısından önemli işlevler taşır.


3.Süt Proteinleri
-Süt proteinlerinin biyolojik değeri bitkisel proteinlere göre çok yüksek olduğundan, diğer proteinlere oranla süt proteinlerinden bireyler daha iyi yararlanmaktadır.
-Süt proteinleri hücre ve dokuların oluşmasında önemli rol oynar.
-Süt proteinleri büyüme ve gelişmeye önemli ölçüde katkı sağlar.
-Süt proteinleri saç ve tırnakların oluşumunda büyük rol oynar.
-Süt proteinleri kas fonksiyonlarına yardımcı olur.

4.Mineral Maddeler
-Sütte bulunan başlıca mineraller kalsiyum, fosfor, potasyum ve magnezyumdur.
-Yarım litre sütte bulunan kalsiyum; 5 kg et, 2,6 kg ekmek, 6,3 kg patates, 8,5 kg elma, 1,6 kg marul, 1,7 kg havuç veya 0,2 kg peynirde bulunan kalsiyuma eşdeğer miktardadır.
-Kalsiyum özellikle çocukların kemik ve diş oluşumlarının tamamlanmasında büyük rol oynar.
-Kalsiyum ihtiyacı hamilelik ve emzirme döneminde de önemli olup, bu dönemlerde yetersiz kalsiyum alımı, hem anne hem de bebek açısından sağlık problemlerinin ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir. Bundan dolayı hamilelik ve emzirme dönemlerinde, kalsiyum açısından zengin olan süt tüketimi oldukça önem taşır. Bu nedenle, içme sütleri kalsiyum açısından zenginleştirilerek fonksiyonel özellikleri artırılmaktadır.
-Sütte bulunan fosfor, kemik oluşumunda önemli rol oynar.

5.Vitaminler
-Süt, beslenme açısından gerekli olan, yağda ve suda eriyen vitaminlerin büyük bir bölümünü içermektedir.
-Özellikle zeka gelişiminde etkili olan, deri ve göz sağlığında gerekli B12 ve A vitaminleri süt içerek önemli ölçüde karşılanabilmektedir.
-Sütteki vitaminler hastalıklara karşı direnci artırmakta ve gelişmeye yardımcı olmaktadır.

Pastörize Süt ve Uzun Ömürlü Süt
Çiğ sütün içme sütü olarak tüketilebilmesi için; bileşim açısından fazla bir değişikliğe uğramadan insan sağlığı açısından güvenli bir gıda haline getirilmesi gerekir. Bunu sağlamanın yolu ise sütün fabrikalarda işlenmesidir.



İçme sütü, sütün fabrikalarda yabancı maddelerden temizlenme ve filtrasyonu, istenmeyen kokuların alınması (deodorizasyon), standardizasyon ve homojenizasyon işlemlerini takiben, kontrollü şekilde ısıl işleme tabi tutulması ile elde edilen sütlerdir. Bu teknik işlemlerin ev koşullarında yapılması imkansızdır.
Pastörize sütler, çiğ sütün kaynama derecesinin altında belli bir sıcaklıkta (pastörizasyon sıcaklığı) ısıtılıp, bu sıcaklıkta kısa bir süre tutulup geri soğutulması ile sütün doğal niteliklerinde değişiklikler oluşturmadan, hastalık yapan etmenlerinden tamamen arındırılmış bir içme sütü çeşididir. Soğukta (+4 0C) muhafaza edilmek şartıyla, içme sütü olarak dayanma süreleri iki gündür.

Uzun ömürlü sütler, tüketici tarafından sterilize, kutu ve UHT olarak da bilinmektedir. UHT (uzun ömürlü) sütler, çiğ sütün 135-150 derecede 2-4 saniye tutularak tekrar soğutulması ile sütün bozulmasına neden olan ve hastalık yapan etkenlerin tümü ortadan kaldırılmış bir içme sütü çeşididir. Uygun aseptik koşullarda dolum yapılan özel ambalajlarda (karton kutu, plastik şişe, vb.) piyasaya arz edilir. Teknolojisi gereği ambalajı açılmadığı sürece oda sıcaklığında dört aya kadar dayanırlar.

Günlük süt olarak bilinen pastörize sütlerle uzun ömürlü sütler arasındaki fark, tabi tutuldukları ısıl işlem şartlarının (sıcaklık derecesi x zaman) ve ambalajlama tekniklerinin farklı olmasıdır. Ne pastörize sütler, ne de uzun ömürlü sütler hiçbir katkı maddesi içermezler.

İşlenmiş içme sütleri tüketilirken şu hususlara dikkat edilmelidir:
-İşlenmiş içme sütlerinin evlerde kaynatılmasına gerek yoktur.
-Pastörize sütler, tüketilene kadar mutlaka buzdolabında muhafaza edilmelidir.
-Uzun ömürlü sütler ise açıldıktan sonra tüketilene kadar mutlaka buzdolabında muhafaza edilmeli ve açıldıktan sonra 2 gün içerisinde tüketilmelidir.
-İşlenmiş sütleri satın alırken, üretim ve son kullanma tarihlerine kesinlikle dikkat edilmelidir.

Sokak Sütü
Sokak sütü, yani açık satılan süt, gelişmiş ülkelerde çoktan unutulan ancak ülkemizde hala yaygın olarak tüketilen süt çeşididir. Türkiyede sokak sütünün bu kadar fazla tüketilmesinin başlıca nedeni olarak, işlenmiş içme sütlerine göre daha ucuz olması gösterilmektedir. Ancak, açık sütü kaynatırken harcanan enerji, sağlığa verdiği zararların tedavisi sırasında çekilen sıkıntı, süte katılan suya ödenen süt fiyatı, ucuz gibi görünen açık sütün çok daha pahalı olmasına, bunun yanı sıra tüketiminin de riskli olmasına yol açmaktadır.

Süte, hayvandan sağılıp tüketiciye ulaşıncaya kadar çevresinden, havadan, sudan, yemden, gübreden, haşerelerden, kaplardan ve insanlardan birçok yabancı maddeler, patojen (hastalık yapan) ve patojen olmayan mikroorganizmalar bulaşabilmektedir. Bu yabancı maddeler ve mikroorganizmalar, süt gibi elverişli bir ortamda hızla gelişerek onun doğal halde, yani çiğ olarak içilmesini sakıncalı duruma sokmaktadır. Bu önemli sakıncaları ortadan kaldırmanın yolu kontrollü şekilde ısıl işlem uygulanmasıdır. Açıkta satılan sütler kaynatılarak tüketilmektedir. Ancak uygulanan bu kaynatma işlemi, sütün doğal yapısı ve besin değerinde ciddi bir azalmaya ve sütün tadının değişmesine sebep olmaktadır. Ayrıca kontrolsüz yapılan ısıl işlemlerin yetersiz olması durumunda sütte canlı kalabilen mikroorganizmalar sağlık açısından çok tehlikeli sonuçlar oluşturabilmektedir. Bunun yanı sıra, ambalajsız olarak açıkta satılan sokak sütlerinin dayanma sürelerinin artırılması amacıyla süte karbonat, soda gibi maddeler katılabilmekte, yağı alınabilmekte, su katılarak miktarında hileler yapılabilmektedir.

saygıyla duyurulur.

6 Mayıs 2010 Perşembe

insan davranışları

kişilerin davranışlarını belirleyen temel iki faktör vardır.

1) (bekleyiş)Belli davranışların belli sonuçlara ulaştıracağı inancı.
2) (valans) Bu sonuçlara kişinin verdiği önem derecesi.

yöneneticiler personelin bekleyiş ve valansını iyi motive edebildiekleri sürece başarılı olurlar..
aslında problem insanların yaradılış özellikleri değildir, asıl problem insanların neyin yokluğunu çektiğini anlamayışımızdır.

5 Mayıs 2010 Çarşamba

zaman nedir ?

zaman, herkese eşit olarak verilen bir kaynaktır. ancak;

1) depolanamaz
2) geri getirilemez,
3) ödünç verilemez

öyleki; zaman, duruma göre en ucuz veya en pahalı elementtir. ve açımasızdır, iyi yönetilmezse sonuçları yıkıcı olabilir. ancak biz tutumlu çocuklarız zamanımızı boşa harcamayız....!